Roux-en-Y Gastrik Bypass olarak da bilinen Gastrik Bypass, en çok tercih edilen bariatrik cerrahi (bir tür kilo verme ameliyatı) prosedürlerinden biridir.
Bu cerrahi yöntemle midede açılan küçük bir delik, ince bağırsakta açılan bir deliğe anastomoz edilir. Böylece, yutulan yiyecekler doğrudan mide deliğinden ince bağırsağa geçer.
Gastrik bypass tipik olarak sadece hasta diyet ve egzersizle kilo vermeye çalıştıktan sonra yapılır.
Gastric Bypass Ameliyatı Nedir?
Günümüzde yeme alışkanlıklarında meydana gelen değişiklik ve fast food beslenme şeklinin yaygınlaşması, obezitenin sık karşılaşılan bir sağlık sorununa dönüşmesine neden olmuştur. Tedavisi son derece zor olabilmesinin yanı sıra obezitenin pek çok farklı tıbbi sorunla ilişkilendirilen bir kronik hastalık olarak tanımlanması mümkündür.
Obezite sorununa sahip kişilerden belirli koşulları karşılayanların kilo vermesine yardımcı olmak için obezite cerrahisi prosedürlerine başvurulması, sindirim sisteminde geçici ya da kalıcı değişiklikler yapılması mümkündür. Düzenli diyete ve egzersize karşın hedeflediği kilo kaybını gerçekleştiremeyen, aynı zamanda kilo fazlalığı nedeniyle ciddi sağlık sorunları yaşayan kişiler bariatrik cerrahi prosedürleri için aday olarak kabul edilir.
Obezite cerrahisi kapsamında doğru hastalara doğru teknikler uygulanması, ayrıca hastaların ameliyat sonrası gerekli yaşam tarzı değişikliklerini yapması durumunda hedeflenen kilo kaybına erişilebilir. Obezite cerrahisi uygulamaları sayesinde yüksek tansiyon ve tip 2 diyabet gibi sağlık sorunlarını giderme avantajı sağlanabilir. Obezite cerrahisi prosedürleri arasında en sık uygulananlardan biri ise gastric bypass’tır.
Roux-en-Y Gastrik Bypass olarak da adlandırılan gastric bypass ameliyatı, 50 yıldan uzun bir süredir uygulanan bir prosedürdür. Obezite ve obezite ile ilişkili hastalıklar konusunda son derece etkili bir tedavi yöntemi olması dolayısıyla, obezite cerrahisi kapsamında en çok tercih edilen ameliyatlardan biri olma özelliğine sahiptir.
Gastric bypass ameliyatının etkisi birkaç farklı şekilde ortaya çıkar. Diğer pek çok bariatrik cerrahi prosedüründe olduğu gibi gastric bypass ameliyatı kapsamında yeni oluşturulan mide kesesi de daha küçük olmaktadır. Bunun sonucunda yeni midenin yiyecek tutma hacmi de daha azdır. Böylece gastric bypass ameliyatından sonra hasta daha az yemek yemeye ve daha az kalori almaya başlar.
Bunun yanı sıra gastric bypass ameliyatının ardından, tüketilen gıdalar ince bağırsağın ilk kısmıyla temas etmediği için emilim azalır. Buna ek olarak mide – bağırsak kanalı yoluyla gıda akışını değiştirme, tokluk hissini artırma, açlık hissini azaltma ve tokluk hissinin daha uzun süreli olmasını sağlam noktasında gastric bypass ameliyatının önemli bir etkisi vardır.
Gastric bypass ameliyatı hem hormonlar hem metabolik sağlık üzerinde etkili olduğundan genellikle herhangi bir kilo kaybı yaşanmadan dahi, yetişkinlik döneminde ortaya çıkan diyabet hastalığının iyileşmesine katkı sağlayabilir. Ayrıca gastric bypass ameliyatının reflü hastalarında görülen semptomları düzeltmeye yardımcı olması da mümkündür.
Gastric bypass, mideden küçük bir kese oluşturma ve oluşturulan yeni keseyi doğrudan ince bağırsağa bağlama yoluyla gerçekleştirilen bir bariatrik cerrahi prosedürüdür. Gastric bypass ameliyatı yapılan hastaların tükettiği yiyecekler önce yeni oluşturulan küçük mide kesesine, daha sonra ise doğrudan ince bağırsağa ulaşır. Böylece tüketilen besinlerin midenin büyük kısmını ve ince bağırsağın ilk bölümünü atlaması sağlanır.
Genellikle düzenli diyet ve egzersiz uygulamasına karşın kilo veremeyen ya da fazla kilolarına bağlı olarak ciddi sağlık sorunları yaşayan kişilere gastric bypass ameliyatı uygulanması gündeme gelir. Temelde midenin alabileceği besin miktarını ve besinlerin emilimini azaltmak amacıyla uygulanan gastric bypass ameliyatının en önemli özelliklerinden biri, geri döndürülemez bir prosedür olmasıdır.
Bypass Ameliyatlarından Sonra Beslenme Nasıldır?
Gastric bypass ameliyatı sonrası uygulanan diyet, hastaların sağlıklı bir şekilde iyileşmesini ve beslenme alışkanlıklarını değiştirmesini hedefler. Bu süreçte tüketilen gıdalarla midenin gerilmeden iyileşmesi sağlanabilir. Küçültülmüş midenin rahat ve güvenli bir şekilde sindirebileceği küçük porsiyonlarla yemek yeme alışkanlığı kazanılmalıdır. Bu sayede hasta hedeflenen kiloları verebilir ve geri almaz. Aynı zamanda ameliyatın neden olabileceği yan etkiler ve komplikasyonlar önlenebilir.
Gastric bypass diyetinde kademeli bir yaklaşım izlenir ve hastanın iyileştikçe katı gıdaları tükettiği en baştaki durumuna geri dönmesi amaçlanır. Bir aşamadan diğerine geçiş hızı, hasta özelinde iyileşme sürecinin hızına, mide ve bağırsağın değişen yeme alışkanlıklarına adapte olma kabiliyetine göre değişiklik gösterebilir. Çoğunlukla hastalar ameliyattan 3 ay sonra normal beslenme düzenine geçer. Ameliyat sonrası açlık ve tokluk hissine dikkat etmek ve vücudun susuz olmasını önlemek için yeterli miktarda sıvı tüketmek önemlidir.
Ameliyattan sonraki ilk birkaç gün yalnızca berrak sıvılar yavaş yavaş yudumlanarak içilmeli, her seferinde 50 ila 100 ml tüketilmelidir. Berrak sıvılarla sorun yaşanmaması durumunda yağsız ve az yağlı süt gibi diğer sıvılar tüketilmeye başlanabilir.
Sıvı içecekler birkaç gün boyunca sorunsuz bir şekilde tüketildiyse, ezilmiş ve püre haline getirilmiş yiyeceklere geçilebilir. Bu aşamada tüketilecek yiyecekler tanesi ve yumuşak püre kıvamında olmalı, katı gıda parçaları içermemelidir.
Birkaç hafta sonra doktorun onayıyla 3. aşamaya geçilebilir. Bu aşamada diyete kolay çiğnenebilen, küçük ve yumuşak taneli yiyeceklerin etkilenmesi mümkündür. Ameliyattan yaklaşık 8 hafta sonta yavaş yavaş daha sert gıdalar tüketilmeye başlanabilir. Gastric bypass ameliyatından üç ila dört ay sonra hasta özelinde duruma ve tolere edilemeyecek gıdalara bağlı olarak normal sağlıklı bir diyete geçilebilir.
Gastric bypass ameliyatından sonra hastalar ihtiyaçları olan besinleri yeterli miktarda almak ve olası komplikasyonları önlemek için kendilerine verilen beslenme talimatlarına eksiksiz bir şekilde uymalıdır. Bu süreçte hem yara iyileşmesi hem kas kütlesinin korunması için proteine ihtiyaç duyulduğundan kaliteli protein tüketimi çok önemlidir. Hastaların günde 60 ila 80 gram protein tüketmesi; az yağlı et, tavuk, balık, baklagiller ve yumurta gibi protein açısından zengin gıdaları beslenme programına eklemesi gerekir.
Gastric bypass ameliyatından sonra yüksek yağlı ve yüksek şekerli gıdaların tüketimini sınırlandırmak gerekir. Aksi takdirde kilo alma ve çeşitli sağlık sorunları yaşanabilir. Ameliyat sonrası meydana gelebilecek besin eksikliklerinin önlenmesi için, doktorların önerdiği günlük multivitamin ve mineral takviyelerininin kullanılması gerekir. Hastalar, besin durumlarının izlenmesi ya da diyetlerinin ve takviyelerinin ihtiyaca göre ayarlanması için düzenii olarak randevuya çağrılır. Bazı hastaların özel gereksinimlerini ve hedeflerini karşılamak için kişiselleştirilmiş bir beslenme planına ihtiyacı olur. Bu durumda diyetisyenle iş birliği içerisinde olmak fayda sağlayabilir.
Gastric bypass ameliyatından sonra doğru bir iyileşme süreci ve uzun vadeli kilo kaybı yaşanması için besleme yönergelerine eksiksiz bir şekilde uyulmalıdır. Hastalar ameliyattan sonraki birkaç hafta içinde sıvılardan yumuşak gıdalara, daha sonra ise katı gıdalara yavaş bir geçiş yapar. Yiyecek miktarı her öğünde bir fincanlık porsiyonlarla sınırlanmalı, olası bir rahatsızlık hissini ya da kusmayı önlemek için yemekler yavaş yenilmelidir.
Gastric bypass ameliyatından sonra hastaların sürdürülebilir bir kilo kaybı sağlaması ve olası komplikasyonları önlemesi için dikkatli olunmalıdır. Hastalar bu kapsamda; genel sağlığı teşvik etmek amacıyla protein alımına öncelik verdiği, besin yoğunluğu yüksek gıdalar tükettiği, şeker ve yağ alımını sınırladığı gibi düzenli fiziksel aktiviteyi ihmal etmemelidir. Bu sayede, kilo kaybının korunması ve kardiyovasküler sağlığın iyileştirilmesi gibi faydalar sağlanabilir.
Ameliyat sonrası olası dehidrasyon ve böbrek taşı gibi komplikasyonların önlenmesi için hastalar iyi hidrasyonlu kalmalıdır. Kilo almaya ve dehidrasyona neden olabilecek şekerli içeceklerden kaçınmak ve her gün yeterli miktarda su almak son derece önemlidir. İdrar söktürücü etkiye sahip olabileceğinden kafein tüketimi sınırlandırılmalıdır. Baş dönmesi, koyu idrar ve ağız kuruluğu gibi dehidrasyon belirtileri yaşanması halinde vakit geçirmeksizin doktora başvurulmalıdır.
Hastalar gastric bypass ameliyatından sonra yemeklerini yavaş yemeli, iyice çiğnemeli ve yeterince çiğnemeden yutmamalıdır. Yemek yerken televizyon ve elektronik cihazlar gibi dikkat dağıtıcı faktörlerden uzak durmalıdır. Aksi takdirde kişinin ne yediğini fark etmemesi ve gereğinden fazla yemesi gibi istenmeyen durumlar yaşanabilir. Bu sayede hastaların yeme alışkanlıklarının sağlıklı bir hale gelmesi ve uzun vadeli kilo kaybı için doğru adımlar atılması sağlanabilir.
Gastric bypass ameliyatı uzun süreli kilo kaybı sağlayan bir prosedürdür. Kaybedilecek olan kilonun miktarı uygulanan ameliyatın tipine ve hastanın yaşam tarzı alışkanlıklarında yapacağı değişikliklere bağlı olarak değişebilir. Ameliyat sonrası iyileşmeye ve sağlıklı beslenme alışkanlığı kazanmaya bağlı olarak kilo verme hedeflerine ulaşılabilir. Hastalar ameliyatın ardından sağlıksız beslenme alışkanlıklarına geri dönerse, fazla kilolarının tamamını veremeyebilir ya da verdiği kiloların bir kısmını geri alabilir.
Gastrik By-pass Çeşitleri Nelerdir?
Obezite cerrahisi kapsamında en çok tercih edilen cerrahi prosedürlerden biri olan gastric bypass ameliyatı, mideyle bağırsağı bağlamak ve gıda alımını azaltmak amacıyla uygulanır. Tüp mide ameliyatı ile arasındaki fark, gastric bypass ameliyatının yalnızca gıda alımını değil, aynı zamanda gıda emilimini de kısıtlamasıdır.
Gastric bypass ameliyatının 3 farklı türü vardır:
- Roux-en-Y (Proksimal)
- Roux-en-Y (Distal)
- Loop Gastrik Bypass (Mini Gastrik Bypass)
Roux-en-Y (Proksimal)
Ülkemizde en çok kullanılan gastric bypass tekniklerinden biri olan Roux-en-Y (Proksimal) prosedüründe, midenin girişinde 30 ml’den küçük olmak kaydıyla proksimal gastrik bir mide poşu hazırlanır. Oluşturulan mide poşunun hacmi yaklaşık 1 çay bardağından daha küçüktür. Mide poşu, var olan mideyi devre dışı bırakır ve besinlerin buraya gelmesi sağlanır.
Bu teknik kapsamında bağırsaklardan 50 ila 75 cm’lik bir kısım kesilir ve yeni mide poşusuna ekarte edilir. Pankreas sıvılarının yer aldığı diğer ince bağırsak kısmı ise ucundan yine bağırsaklara sabitlenir. Nutrisyonel problemlere en az neden olan yöntem olarak kabul edilen Roux-en-Y (Proksimal) prosedüründe, ince bağırsağın emilim fonksiyonlarının büyük kısmını korumak mümkündür. Hastalar yemek yedikten sonra çok kısa bir süre içinde doygunluk hissine erişir.
Roux-en-Y (Distal)
İnce bağırsak yapısında değişiklik yapılan bir yöntemdir. Yapılan değişiklik sonucunda temel olarak yağ ve nişastaların, aynı zamanda çeşitli mineral ve yağda eriyen vitaminlerin de malabsorpsiyonu gerçekleşir. Bu yöntemde nutrisyonel yan etkiler daha fazla ortaya çıkar.
Bu yöntemde ince bağırsak hedeflenir. 600 ila 1000 cm uzunluğundaki ince bağırsaktan safrayı getirme görevini üstlenen uç daha ileri bir seviyeden mideyle birleştirilir. Böylece tüketilen gıdalardan alınan kalori miktarı azaltılır. Nişasta ve yağ gibi kilo alımına sebep olabilen gıdalar kalın bağırsağa geçer ve hızlıca kilo vermeye yardımcı olur. Bu yöntemde nutrisyonel etkilerin daha fazla ön plana çıkmasının nedeni, ince bağırsağın yapısında değişiklik yapılmasıdır.
Loop Gastrik Bypass (Mini Gastrik Bypass)
Loop rekonstrüksiyonu kullanılan bu yöntem, hem basit yapılış şekli hem laparoskopik cerrahinin gelişmesiyle Roux-en-Y prosedürüne bir alternatif olarak nadiren uygulanır. Bu tekniğin diğer tekniklere göre daha az tercih edilme nedeni, hastanın safra ve pankreas enzimlerinin mideyi rahatsız etmesi riskidir. Bu teknikte bağırsak ikiye bölünmeden doğrudan mideyle birleştirilir.
Gastrik By-pass Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Obezite cerrahisi prosedürleri içerisinde en sık uygulananlardan biri olan gastric bypass ameliyatı mide ve bağırsaklara odaklanır. Bu sayede mideye girecek olan tüm besinlerin alımını ve emilimini kısıtlamak mümkündür. Prosedürün amacı hastanın kilo vermesinin sağlanmasıdır. Gastric bypass ameliyatıyla midenin %95’lik kısmı, oniki parmak bağırsağı ve ince bağırsağın yaklaşık 2 metrelik kısmının devre dışı bırakılması mümkündür. Bu aşamadan sonra midenin en az esneyebilen, 15 ila 30 ml hacimli ve mideye besin girişini önleyen mide poşusu oluşturulur. Bu aşamada amaç, midenin mümkün olan en az düzeyde genişlemesi sonucu hastanın az besinle ve kısa sürede doyma hissine ulaşması ve bu mesajın beyne iletilmesidir.
Gastric bypass ameliyatı iki aşamalı olarak gerçekleştirilen bir obezite cerrahisi prosedürüdür. İlk aşamada midenin üst kısmı küçük ve alt kısmı büyük olmak üzere ayrılır. Bu işlem sayesinde hastanın tükettiği yiyeceklerin midenin küçük kısmında toplanması sağlanır. Oluşturulan bu küçük kısım yaklaşık 28 gram ağırlık barındırır. Böylece hasta daha az yemek yemesine karşın doygunluk hissine daha çabuk ulaşır.
İkinci aşamada köprüleme olarak da adlandırılan by-pass işlemi gerçekleştirilir. İnce bağırsakta yapısal bir değişiklik yapılarak ince bağırsak yolu kısaltılır ve besinlerin daha az emilmesi bu sayede mümkün olur. İnce bağırsağın ilk kısmı atlandıktan sonra midede oluşturulan küçük bölümle bağırsağın alt bölümünün birbirine bağlanması işlemi gerçekleştirilir. Tüketilen gıdalar önce midedeki küçük keseye, sonra bağırsağın ikinci bölümüne ulaşır. Bu işlemin ardından hastanın az yemek yemesi ve yemeklerden sonra daha az kalori emilimi yapılması sağlanabilir.
Gastrik By-pass Ameliyatında Kullanılan Cerrahi Yöntemler Nelerdir?
Gastrik by-passs ameliyatı sırasında kullanılacak cerrahi yöntemler hastanın mevcut durumuna, hedeflere ve isteklere göre belirlenir. Robotik cerrahi yönteminde hastanın karnında birkaç küçük kesi açılır. Kesilerin minimal olması, hastanın günlük yaşantısına daha kolay dönmesini ve iyileşme sürecinin kısa sürmesini sağlar.
Açık cerrahi yönteminde ise hastanın karnında büyük bir kesi yapılır. Bu yöntemin en önemli avantajlarından biri, cerrahın uygulama bölgesindeki dokuları daha net bir şekilde görebilmesidir. Kesi büyük olduğundan hastanın günlük yaşama dönüşü ve iyileşme süreci uzayabilir.
Laparoskopik cerrahi yöntemi ise hastanın karnında açılan birkaç küçük kesiyle gerçekleştirilir. Uygulama, hastanın içini 2 boyutlu şekilde göstermek için rehberlik yapan ve laparoskop adı verilen bir kamera kullanılarak yapılır.
Gastrik By-pass’ın Sağlığa Olumlu Etkileri Nelerdir?
Gastrik bypass ameliyatı genellikle obezite tedavisinde kullanılan bir cerrahi prosedür olmasına karşın, fazla kilolarla bağlantılı pek çok hastalığın iyileşmesi sürecine de katkıda bulunur. Gastrik bypass ameliyatının doğru hastaya doğru tekniklerle uygulanması sonucunda sağlık açısından pek çok fayda sağlamak mümkündür.
Gastrik bypass ameliyatından sonraki 1 yıllık süre içerisinde çoğu hasta kilolarının yaklaşık %75’ini kaybeder. Daha sonra kilo kaybı yavaşlar. 2. yılda fazla kiloların %80 ila %90’ı kaybedilir. Böylece, fazla kiloların neden olduğu bazı kronik rahatsızlıklarda iyileşme sağlanabilir.
Kolesterol yüksekliği olarak da bilinen hiperlipidemi hastalarında gastrik bypass ameliyatı sonrası yüksek iyileşme oranlarına ulaşılabilir. Esansiyel hipertansiyon hastalarında %60 ila %70 oranında iyileşme söz konusu olup zaman içerisinde ilaca olan ihtiyacın azalması mümkündür.
Gastrik bypass ameliyatı, tip 2 diyabetin kontrol altına alınmasına ya da tersine çevrilmesine yardımcı olabilir. Ameliyattan sonraki birkaç gün içinde genellikle hastaların kan şekeri düzeyi normale döner. Diyabet ilaçlarına duyulan ihtiyaç azalabileceği gibi tamamen de ortadan kalkabilir.
Gastrik bypass ameliyatı kilo vermeye ek olarak kolesterol ve kan basıncının düşürülmesi yoluyla, kalp hastalığı riskinin azalmasına katkıda bulunabilir. Nefes alma yollarının uyku sırasında tıkanmasıyla karakterize bir hastalık olan obstrüktif uyku apnesi semptomları, gastrik bypass ameliyatıyla kilo verilmesinin bir sonucu olarak önemli ölçüde iyileşebilir ya da tamamen giderilebilir.
Fazla kiloların eklemlere bindirdiği yük nedeniyle çeşitli eklem rahatsızlıkları yaşanması riski son derece yüksektir. Gastrik bypass ameliyatı ile kilo verilmesi eklem ağrılarını ve sertliğini azaltarak eklem sağlığının korunmasını destekler. Gastrik bypass ameliyatı, kilo vermeyi ve pek çok sağlık sorununu kontrol altına almayı sağlayarak, hastaların yaşam kalitesini optimize eden bir prosedürdür.
Gastrik By-pass Ameliyatı Sürecindeki Olası Komplikasyonlar Nelerdir?
Gastrik bypass ameliyatı sürecinde ve sonrasında, tüm cerrahi prosedürlerde olduğu gibi bazı komplikasyonların gelişmesi riski vardır. Standart cerrahi risklerinin yanı sıra gastrik bypass prosedürü özelinde de bazı komplikasyonlar gelişmesi söz konusu olabilir. Bu tür durumları önlemek için gastrik bypass ameliyatı için uygunluk kararı, hasta özelinde yapılan detaylı değerlendirmelerin ardından verilmelidir. Gerekli tetkikler ve kontroller yapılarak operasyon hasta özelinde planlanmalıdır.
Son derece kapsamlı bir prosedür olan gastrik bypass ameliyatı ile ilgili olarak gerçekleşmesinden en çok korkulan risk, kaçak gelişmesidir. Zımba hattında oluşan kaçak risklerine acil olarak müdahale edilmesi kritik öneme sahiptir. İleri derece karın ağrısı, nabızda şiddetli yükselme, titreme ve yoğun güçsüzlük kaçak gelişmesi durumunda sıklıkla karşılaşılan belirtilerdir. Erken teşhis koyulması ve hızlı müdahale edilmesi durumunda, oluşan kaçak kolayca tedavi edilebilir. Teşhis ve tedavide geç kalınması durumunda ek sorunlar doğması riski vardır.
Her cerrahi prosedürde emboli riski olsa da, obezite cerrahisinde bu risk daha yüksek olabilir. Olası bir emboli riskini minimize etmek için gastrik bypass ameliyatından önceki 24 saat önce kan sulandırıcı ilaç kullanımına başlanması ve hastaya varis çorabı giydirilmesi gerekir. Bu önlemlerin uygulanmasına ameliyattan sonraki 10 gün boyunca devam edilir.
Tüm cerrahi prosedürlerde söz konusu olan kanama riskini erken dönemde gözlemleyebilmek ve hızlıca müdahale edebilmek için gastrik bypass ameliyatında dren kullanılır. Yoğun baş dönmesi ve tansiyon düşmesi, kanama durumunda en sık görülen belirtiler arasında yer alır. Kanamanın bir risk teşkil etmemesi için erken dönemde kontrol altına almak ve tedavi etmek gerekir. Kanamanın şiddetli olması, hastaya kan takviyesi yapılmasını gerektirebilir.
Beslenme riski her ne kadar operasyonla doğrudan ilişkili olmasa da, bazı hastalarda gözlemlenebilir. Bu nedenle, gastrik bypass ameliyatının olası riskleri arasında sayılabilir. Gastrik bypass ameliyatından sonra hastanın yetersiz ya da dengesiz beslenmesi dolayısıyla vitamin ve mineral eksikliği yaşanması söz konusu olabilir. Hastalara operasyon sonrası kan tahlili yapılır. Gereksinim duyulabilecek her tür takviye edici gıda hastaya reçete edilerek, söz konusu risklerin ortadan kaldırılması sağlanabilir.
Gastrik bypass ameliyatının beraberinde getirdiği risklerden biri de, dumping sendromu gelişmesidir. Bu durum, gıda emilimine bağlı olarak besin maddelerinin mide – ince bağırsak geçişinin hızlı olmasıyla karakterizedir. Beslenmeyi takip eden 10 ila 30 dakikalık süre boyunca şiddetli karın ağrısı yaşanması, geçişin hızlı olduğuna ilişkin en önemli belirtilerden biri olarak kabul edilir. Bu sorunu ortadan kaldırmak için basit beslenme değişikliklerine gereksinim duyulur.
Gastrik Bypass’ın Uygulandığı Durumlar Nelerdir?
Gastrik bypass ameliyatı morbid obezitenin cerrahi tedavisi amacıyla uygulanır. Ciddi şekilde fazla kilosu olan, diyet ve egzersizle yeterli miktarda ve kalıcı kilo kaybı sağlayamayan, yaşam kalitesini düşüren ya da yaşamı tehdit eden yandaş hastalıkları bulunan kişilere gastrik bypass ameliyatı yapılabilir. Özellikle tip 2 diyabet, hiperkolesterolemi, tansiyon yüksekliği ve karaciğer yağlanması gibi metabolik sendrom belirtileri olan ya da süper morbid obez kategorisinde yer alan hastalarda ilk tercih olarak gastrik bypass ameliyatı gündeme gelebilir.
Çalışma Saatlerimiz
Pazartesi: 09:00 – 18:00
Salı: 09:00 – 18:00
Çarşamba: 09:00 – 18:00
Perşembe: 09:00 – 18:00
Cuma: 09:00 – 18:00
Cumartesi: 09:00 – 18:00
Pazar: Kapalı